ABD’nin en büyük bankası JPMorgan, aralık ayında yayımladığı bir raporda paranın, kurumların artan talebiyle altın fonlarından (fiziki altın değil), Bitcoin fonlarına aktığını söylüyordu.
Yatırımcıların borsada Bitcoin’e yatırım yapmalarını sağlayan bir fon Grayscale Bitcoin Trust’ın verilerine yer veren JPMorgan, altın destekli borsa yatırım fonlarından (ETF), ekimden itibaren gerçekleşen çıkışın 7 milyar dolar, girişin ise yalnızca 2 milyar dolar olduğunu belirtmişti.
“Kurumsal yatırımcıların Bitcoin’e adaptasyonu yeni başladı” denilen raporda şu ifadeye yer verilmişti:
“Kısa vadede Bitcoin çok fazla değerlenebilir ve altın fiyatları toparlanabilir. Ancak mevcut durum devam ederse altın fiyatları, gelecek yıllarda sert rüzgarlardan olumsuz etkilenecek.”
JPMorgan’ın sene başında yayımladığı başka bir rapora göre Bitcoin’in, ETF’lerdeki, külçe ve sikke şeklinde 575 milyar dolarlık küresel bireysel altın varlığının değerine yetişmesi için fiyatının 146 bin dolara kadar yükselmesi gerekiyor.
İki yılda altın fiyatı yüzde 34, Bitcoin fiyatı yüzde 534 arttı
Dünya Altın Konseyi’nin verilerine göre ETF’lerden altın çıkışı 2020 son çeyreğinde 130 ton, 2021’in ilk çeyreğinde ise 178 tondu. Pandemi sonrası ekonomik toparlanmanın etkisi, bu duruma gerekçe olarak gösterildi.
Sadece son iki yıla bakıldığında 29 Nisan 2018’de bin 316 dolar olan altının ons fiyatı, bin 769 dolara kadar çıktı. Bu, yüzde 34’lük bir artışa tekabül ediyor.
1 Mayıs 2018’de 9 bin 210 dolar seviyesinde olan Bitcoin, 1 Ocak 2020’de 7 bin 200 dolara kadar gerilemişti.
1 Mayıs 2020’yi 8 bin 864 dolar seviyesinde kapatan kripto para, bugün itibarıyla 57 bin 800 doların üzerinde. Bu, iki yılda Bitcoin fiyatının yüzde 534 arttığı anlamına geliyor.
Altın, pandeminin ilk yarısında parladı, ikinci yarısında düştü
Dünya Altın Konseyi, 2018’de 4 bin 345 ton olan yıllık altın talebinin 2020’de 3 bin 759’a gerilediğini ve 2009’dan bu yana en düşük seviyeyi gördüğünü söylüyor.
London School of Economics akademisyenleri Bhargavi Sakthivel ve Nikiya Singh, 9 Şubat’ta Moneycontrol için kaleme aldığı yazıda bugüne kadar altının belirsizlik zamanlarının güvenli limanı olduğunu ancak 2020’nin diğer kriz dönemlerine benzemediğini söyledi.
“İstihdam ve gelir kayıplarının, satışlarda düşüşün yaşandığı dönemlerde insanların, yüksek geri dönüşler sağlayan, ya da hiç değilse enflasyonu karşılayan güvenli yatırımlara yönelmesi oldukça doğal” diyen Sakthivel ve Singh, tarihsel olarak bakıldığında altının bu ihtiyacı karşıladığını hatırlattı.
Beklendiği gibi pandeminin başında da insanların altına yöneldiğini, altın fiyatlarının buna bağlı olarak yükseldiğini söyleyen akademisyenlere göre 2020’nin ilk yarısında koronavirüs vakaları ile altın fiyatları arasında paralellik vardı. Belirsizlik arttıkça, fiyatlar da artıyordu.
Ancak 3 Ağustos’ta 2 bin 26 dolarla tarihi zirveyi gören altın fiyatları, 2020’nin geri kalanında düşmeye devam etti.
Sakthivel ve Singh’a göre bazı ekonomilerin açılması, sosyal mesafe kurallarının gevşemesi gibi gelişmeler, vaka sayılarındaki artışa rağmen altın fiyatlarının gerilemesinde etkili olmuş olabilir.
Akademisyenler, çok fazla türbülansın yaşandığı böyle bir zamanda güvenli liman altın yükselmediğini, aksine bu belirsizliğin Bitcoin fiyatlarını hızla yukarı çektiğini söyledi.
Neden kripto paraların altının yerini alacağı konuşuluyor?
Koronavirüs salgınının ekonomide açtığı yarayı en aza indirmek isteyen ülkeler bir yıldan fazla süredir trilyonlarca dolarlık teşvik paketi açıklıyor. Bu hem “ekonomiye sıcak para” hem de “yükselen bir enflasyon riski” demek.
Uzmanlara göre yatırımcıların altın kadar Bitcoin’e de yönelmesinin nedeni kendilerini enflasyondan korumak istemeleri.
Varlık yönetimi firması ByteTree’nin kurucusu Charles Morris, kasım ayında AFP’ye verdiği röportajda kripto paraların, teknoloji hisseleri gibi büyüyen bir varlık olduğunu söylemiş, “İran, Venezuela ve Türkiye gibi ülkelerde insanlar, son yıllarda, birikimlerini enflasyondan korumak için altın gibi kripto para da satın alıyor” demişti.
Z kuşağı: Hiç hesapta yoktular
Bitcoin ve diğer kripto paralar, her ne kadar bir merkezinin ya da regülasyonunun olmaması nedeniyle eleştirilse de altının tarihsel değişiminde olmayan bir parametreye sahip: Z kuşağı.
İngiltere merkezli Enigma Securities’in Araştırma Müdürü Joseph Edwards, ocak ayında Deutsche Welle’e (DW) verdiği röportajda “Z kuşağı, Bitcoin’de teknik olarak desteklenen ve tüm piyasa bağlantılı şoklara karşı yeniden toparlanabilen bir şey görüyorlar ve bu varlığa hayli düşkünler” ifadelerini kullanmıştı.
DW’in haberinde yer verdiği, finansal danışmanlık kurumu deVere Group’un anketine göre şirketin genç müşterilerinin üçte ikisi “güvenli liman” olarak altını değil Bitcoin’i tercih ediyor.
DW’e konuşan deVere Group CEO’su Nigel Green, “‘Dijital vatandaş’ denilen genç yatırımcılar, güvenli liman olma konusunda kripto paranın altına karşı daha başarılı olduğuna inanırlarsa, altını tahtından edebilirler” değerlendirmesinde bulunmuştu.